Tarihsel süreç içerisinde Ankara, Altındağ bölgesinde temellendirilmiş ve aktif bir yerleşim halini almıştır. Bu sebeple “Eski Ankara” olarak da bilinen Altındağ, Ankara’nın tüm tarihini oluşturmaktadır. Tarihi kökleri Ankara Kalesi’nin tarihiyle neredeyse özdeş sayılır. Tarih sahnesinde en aydınlatıcı bulgulara MÖ.4000-1200 yıllarına kadar Hitit döneminden rastlanmaktadır. İlçe 1953 yılında ilçe statüsüne kavuşmuştur.
Altındağ’da Gezilecek Tarihi Yerler
Altındağ’daki tarihi mekânlar şu şekildedir:
- Augustus Tapınağı: Hacı Bayram Camisi’nin hemen bitişiğinde yer alan tapınağın MÖ 25 ile 20 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. 21. yüzyıla değin pek çok doğal afete tanık olan tapınağın duvarları ne yazık ki yıllar içerisinde zarar görmüş ve büyük oradan yıkılmıştır. Augustus’un oğlu Pilamenes tarafından, Augustus’a bir bağlılık nişanesi olarak yaptırılan tapınağın içerisinde yapım aşamalarını anlatan bir kitabe yer almaktadır. Tapınağa giriş ücretsizdir.
- Roma Hamamı: Altındağ’ın Çankırı caddesin üzerinde temellendirilmiş hamam, III. yüzyılda Roma İmparatoru Caracalla tarafından sağlık tanrısı Asklepios adına yapılmıştır. 2,5 metre bir höyük kalıntısı üzerinde yer alan hamam çeşitli nedenlerden dolayı tahribata uğradığından dolayı günümüze kadar sadece, yıkanma kısımlarıyla yer altındaki külhan yolları ulaşmayı başarmıştır. Roma Hamamı’nın en üstü Roma çağ, alt katmanları ise Frig devrine ait kalıntılar sergilemektedir. Müzeye giriş ücreti kişi başı 10 TL’dir
- Hacı Bayram Camii: Altındağ ilçesinin Ulus semtinde yer alan caminin yapılış tarihi 1427-1438 yılındadır. 17 ila 18. yüzyılların karakteristik özelliklerini taşıyan yapı, dikdörtgen planlı bir yapıya sahiptir. Cami adını bahçesinde bulunan Hacı Bayram Türbesi’nden almaktadır. Mihrap duvarına bitişik olarak inşa edilen türbe, 1429 yılında yapılmış ve üzeri kurşun kubbeyle örtülmüştür. Cami, mimari teknikler açısından öneminin yanı sıra Bayrami Tarikatı’nın tanınıp gelişmesinde de önemli rol oynamaktadır.
Altındağ’da Gezilecek Doğal Güzellikler
Altındağ’daki doğa harikaları şu şekildedir:
- Çubuk Barajı: Ankara şehir merkezine 12 kilometre uzaklıkta, Altındağ ilçesinde yer alan Çubuk Barajı; mesire alanları, yürüyüş yolları ve kır kahveleriyle ön plana çıkmaktadır. 2005 yılında hizmete açılan baraj çevresi her yıl özellikle piknik yapmak isteyen doğa düşkünleri tarafından rağbet görmektedir.
- Altınköy Açık Hava Müzesi: Altındağ ilçesinde konumlanan bu açık hava müzesi, 650 dönümlük bir alan ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Ülkemizin ilk açık hava köy müzesi olan Altınköy, çalışmalarla birlikte 1000 dönümlük bir alana dönüştürülmek istenmektedir. Bu açık hava köy müzesine giriş ise kişi başı 7 TL, öğrenciler için ise 2 TL gibi cüzi bir miktardır.
- Gençlik Parkı: Ankara’nın en eski parklarının başında gelen Gençlik Parkı, altı farklı giriş kapısına sahiptir. Havuz, restoran, kafe, lunapark ve oyun alanları gibi çeşitli tesis ve dinlenme alternatiflerine sahip park, Ankara’nın tam göbeğinde yer almaktadır. Park, Cumhuriyet’in ilk yıllarında bataklıkla kaplıyken 1936 yılında yapılan inşayla birlikte yeni kimliğine kavuşmuştur. Parka giriş için herhangi bir ücret talep edilmemektedir.
Altındağ’ın Meşhur Yemekleri
Altındağ’ın yöresel yemekleri nelerdir? Sizler için sıraladık:
- Ankara Tava: Ankara deyince ilk akla gelen lezzetlerden biri de şüphesiz ki Ankara Tava’dır. Kuşbaşı etleri arpa şehriye ya da pirinçle buluşturan bu muazzam lezzet yanında hoşaf ya da turşu tarzı tatlarla renklendirilmektedir.
- Entekke Böreği: Hamurun içerisine eklenen kıymanın yarım ay şeklinde kapatılmasıyla pişirilmeye bırakılan bir nevi kıymalı börek olarak da adlandırabileceğimiz bu lezzeti mutlaka denemelisiniz.
- Bici Aşı: Yöresel dokunuşun bir yemekte hayat bulması olarak da nitelendirebileceğimiz Bici Aşı, asma yaprakları ve bulgurdan yapılmaktadır. Sarımsaklı sosun üzerinde gezdirilerek servis edildiği Bici Aşı, kendine has tadıyla parmak ısırtan bir lezzet.
Altındağ’a Gidince Mutlaka Yapılacaklar
Altındağ’dan yapmadan dönmemeniz gerekenler şu şekildedir:
- Augustus Tapınağı’nı ve Roma Hamamı’nı ziyaret etmeden, Altınköy Açık Hava Müzesi’ndeki köy hayatına yakından şahit olmadan, Ankara tava ve bici aşından yemeden, Ankara Kalesi’ne tırmanmadan dönmeyin!
