Amasra Gezi Rehberi

Günümüzden neredeyse 3000 yıl öncesine dayanan tarihiyle büyüleyici bir güzellik olan Amasra, Türkiye’nin Bartın iline bağlı bir ilçe konumundadır. Çarpıcı güzelliği ve oksijen deposu doğasıyla Amasra’nın nadide güzelliği; Karadeniz’in batı kanadında yer almaktadır. Doğal limanları sayesinde uzun yıllar Fenikeliler tarafından mesken tutulan ilçe; Karadeniz’in kıyı kesimindeki dağ yamaçlarında yer alan 5 küçük adanın dördünün bir bütün hale gelmesiyle oluşmuştur. Amasra’nın bilinen ilk adı Sesamos’tur. Bir Pers prensesi olan Amastris Amasra’ya adım attığından itibaren burayı çok beğenir ve kente kendi ismini verir.

Amasra’da Gezilecek Tarihi Yerler
Amasra’daki tarihi mekânlar şu şekildedir:
- Amasra Müzesi: Amasra’nın ilk ve tek müzesi olan Amasra Müzesi, bölgedeki peşi sıra antik eserlerin bulunmasıyla kurulmuştur. 1884 yılında Denizcilik Okulu olarak imara başlanan yapı, 1976 yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınmış ve 1982 yılında müze olarak hizmete girmiştir. 4 salondan oluşan yapıda; Helenistik, Roma ve Bizans eserleri, atın ve bronz süs eşyaları, heykelcikler, silahlar ve bronz sikkeler yer almaktadır. Pazartesi hariç haftanın her günü açık olan müzeye giriş ücreti 10 TL’dir.
- Amasra Kalesi: Bizans Dönemi yapısı olan bu muazzam kale iki ana kütleden oluşuyor. Fatih Sultan’ın hayran kaldığı ve hocasına dönerek “Lala Lala! Çeşm-i cihan bu mu ola?” dediği ünlü kale Amasra Kalesi’dir. 65 metre uzunluğa sahip kalenin doğu, kuzeydoğu ve batısını çevreleyen surların ise çoğu yıkılmış olup batı surlarının 50 metrelik bir kısmı günümüze ulaşabilmiştir. Kaleye giriş ücretsizdir.
- Kemere Köprüsü: İlçenin ikonik noktalarından biri olan Kemere Köprüsü, Roma döneminden günümüze ulaşan tarihi bir köprüdür. Somagil Mahallesi ve Zindan Mahallesi’ni birbirine bağlayan yapı, eşsiz Karadeniz manzarasını huzurlarınıza seriyor. Aktif su akıntılarıyla yıkılma tehlikesi geçiren köprü 2016 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilmiştir. Yuvarlak kemerli bir yapıda inşa edilen köprünün büyük kayalıklarına oyulmuş Roma ile Pontus savaşını anlatan figürlere rastlanılmaktadır.
Amasra’da Gezilecek Doğal Güzellikler
Amasra’daki doğa harikaları şu şekildedir:
- Gürcüoluk Mağarası: Amasra’nın 10 kilometre güneydoğusunda bulunan mağara, tipik bir karstik oluşumdur. Toplam uzunluğu 169 metreye uzanan mağarada; 2 salon ve 15-20 odadan oluşmaktadır. Mağaranın içerisinde damlataşı, sarkıt, dikit ve sütunlar yer almaktadır. 2007 yılında ışıklandırma ve merdivenlere kavuşturulan ayrıca tabiat parkı olarak ilan edilen mağaraya giriş
- Göldere Şelalesi: Karaman Köyü’ne 7 kilometrelik bir uzaklıkta yer alan Göldere Şelalesi, 12 kilometreyi çevreleyen bir vadi boyunca akmaktadır. Çambu Şelalesi olarak da bilinen şelale özellikle trekking, rafting ve bisiklet turları için adeta doğal bir set ortamı gibidir. Doğanın koynunda sakin ve nezih bir ortam arayanlar için vazgeçilemez bir alternatif olan şelaleye ayrıca giriş de ücretsizdir.
- İnkumu Plajı: Parmak aralarından ip gibi süzülen kumuyla, tertemiz Karadeniz sularıyla bölgenin en meşhur sahillerinin başında gelen İnkumu Plajı, oldukça keyifli bir atmosferde güneşlenmenize olanak tanıyor. 3 kilometrelik bir uzunluğa sahip plaj, bir halk plajı olduğundan dolayı giriş için herhangi bir ücret talep edilmemektedir.
Amasra’nın Meşhur Yemekleri
Aksaray’ın yöresel yemekleri nelerdir? Sizler için sıraladık:
- Amasra Salatası: Hem muazzam görüntüsü hem de lezzetiyle damak şöleni bir lezzet olan bu salata tam 15 sebze ile renklendirilmektedir. Klasik salatalarda göre bol malzemesiyle de oldukça doyurucudur.
- Amasra Pidesi: Her geçen gün ününe ün katmaya devam eden bu dayanılmaz lezzet; kavurmasından peynirlisine, ıspanaklısından patateslisine her çeşitte hazırlanmaktadır.
- Çöven Ekmeği: Artık yöre adıyla özdeşleşen ekmek, özel pişirme tekniği ve mısır unu malzemesiyle çöven kabında pişirilerek elde edilmektedir.
Amasra’ya Gidince Mutlaka Yapılacaklar
Aksaray’dan yapmadan dönmemeniz gerekenler şu şekildedir:
- İnkumu Plajı’nda güneşlenmeden, meşhur balığı ve pidesinden yemeden, Kuşkayası Yol Anıtını görmeden, Amasra Kalesi’nin mimari detaylarına şahit olmadan, Amasra müzesine uğramadan ve doğal güzellikleri arasında kaybolmadan dönmeyin!