Hakkâri Gezi Rehberi

Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nde konumlanmış Hakkâri, ülkemizin en güney doğusunda yer almaktadır. Konum itibariyle bir sınır kent görevi görmüş Hakkâri, tarih sahnesinde pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İÖ.7000 yıllarından bu yana aktif bir yerleşim yeri olarak benimsenmiş kentin ismi; Van Gölü’nün güneyinde yöreye yerleşmiş “Hakkar” kabilesinden gelmektedir. Arap dili kaynaklarda bölge adı “Hakkariye” olarak geçmektedir. Bulunduğu coğrafi konum sebebiyle bir nevi tampon bölgede bulunduğundan ve genellikle bir geçiş noktası olduğundan dolayı kent, tarihte uzun süren savaşlara şahitlik yapmıştır.
Hakkâri’de Gezilecek Tarihi Yerler
Hakkâri’deki tarihi mekânlar şu şekildedir:
- Meydan Medresesi: Hakkâri’nin Biçer mahallesinde, düz bir platform üzerinde konumlanmış medrese, günümüzde ulaşmayı başaran nadide örnekteki Selçuklu Dönemi eserlerinden biridir. Yapımı 1700-1701 yıllarına dayanmakta olan bu tarihi yapının giriş kapısında yer alan kitabeye istinaden, İzzeddin oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Dikdörtgen bir plana oturtturulan yapı, 1984 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. Medreseye giriş için herhangi bir ücret talep edilmemektedir.
- Kayme Sarayı: Şemdinli Bağlar Köyü’nde yer alan sarayın, kuzey bölümünde yer alan Kayme Sarayı kitabeleri incelendiğinde 1909- 1911 yılları arasında, Seyit Ubeydullah’ın oğlu Seyit Muhammed Sıddık tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. İki katlı bir yapıya sahip sarayın günümüze kadar yalnızca kuzey ve batı duvarları ulaşmayı başarmış, doğu ve güney duvarları ise kısmen ayakta kalabilmiştir. Sarayın üst cephesi ise tamamen yıkılmıştır.
- Şemdinli Taş Köprü: Şemdinli Çayı üzerinde konumlanmış bu tarihi köprü, ilçe merkezine 13 kilometrelik mesafede yer almaktadır. Köprü, Şeyh Seyit Muhammed Sıddık tarafından 1898 yılında yaptırılmıştır. Uzunluğu 21 metreye olan köprü tek gözlü bir yapıda olup uzunluğu 11 metredir. Köprü yapımın tamamında taş malzeme kullanılmıştır.
Hakkâri’de Gezilecek Doğal Güzellikler
Hakkâri’deki doğa harikaları şu şekildedir:
- Cennet Cehennem Vadileri: Kent merkezine yaklaşık 45 kilometrelik mesafede yer alan Cennet Cehennem Vadileri, bölgenin en gözde doğal güzelliklerinin başında gelmektedir. 3.500 rakımlık bir alanda bulunan vadinin bir bölümü yüzlerce yıllık büyük buzullarla sarılıyken, bir kısmı rengârenk çiçekler ve yemyeşil bir vadiyle süslüdür. Bu sebeple bu isimle adlandırılmış vadinin içerisinde yine aynı adı taşıyan bir nehir yatağı yer almaktadır. Ülkemizin nadide doğal oluşumlarından biri olan bu vadiye mutlaka ayak basmalısınız.
- Seyithan Gölü: Yüksekova ilçesinin Yazılı Köyü yakınlarındaki Cilo Dağı’nın zirvesini bir çarşaf gibi örten, muhteşem manzarasıyla adeta bir cennet bahçesi olan göl, özellikle yaz aylarında yöre halkı tarafından hayvan otlatmak ve çadır kurmak için tercih edilmektedir.
- Hakkâri Peri Bacaları: Yavuzlar köyünde bulunan ve Hakkâri’nin Kapadokya’sı olarak da adlandırılan eşi benzeri olmayan bu doğa olayı, özellikle kış aylarında bir pelerin gibi sarmalayan kar taneleriyle büyüleyici bir manzaraya kavuşuyor. Volkanik Yiğit Dağı’nın püskürttüğü kayaçların, rüzgâr ve yağmur sularının aşındırmasıyla ortaya çıkan bu oluşuma mutlaka şahit olmalısınız.
Hakkâri’nin Meşhur Yemekleri
Hakkâri’nin yöresel yemekleri nelerdir? Sizler için sıraladık:
- Maşin Çorbası: Oldukça doyurucu bir özelliğe sahip olan bu çorbanın iç malzemesinde nohut ve buğday kullanılmaktadır. Çorba genellikle Ramazan aylarında yöre halkı tarafından sıklıkla tüketilmektedir.
- Yüksekova Kebabı: Adını Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinden almış bu meşhur lezzet, klasik kebap lezzetlerinde farklı bir tada sahip. İçerisinde kuyruk yağı, maydanoz, kıyma ve sayısız baharatın yer aldığı damak çatlatan bu lezzeti denemelisiniz.
- Jajik: Otlu cacık olarak da adlandırabileceğimiz bu yerel lezzet; yoğurt, taze soğan, sarımsak, bol salatalıkla hazırlanan ve özellikle kahvaltılarda tüketilen bir aperatif.
Hakkâri’ye Gidince Mutlaka Yapılacaklar
Hakkâri’den yapmadan dönmemeniz gerekenler şu şekildedir:
- Tarihi Meydan Medresesi’ni ve Kayme Sarayı’nı gezmeden, Kayalar üzerinde bulunan 7500 yıllık tarihe sahip kaya çizimlerini incelemeden, yöresel yemeklerini tatmadan dönmeyin!