Adana iline bağlı olan Seyhan ilçesi, Adana ilinin beş merkezi ilçesinden biridir. Adana’nın ilk yerleşim yeri olan Seyhan Beldesi ismini, mitolojik karakter Adanus’un oğlu Sarus’tan almaktadır. İlçe tarihi MÖ.300’li yıllara kadar uzanmaktadır. Özellikle Tepebağ höyüğünde yapılan kazılar sonucu bölgede tarihi eserlere rastlanılmıştır. Doğusunda Yüreğir, batısında Tarsus, kuzeyinde Çukurova ve güneyinde Karataş ilçeleriyle çevrelenen belde, ilçe statüsüne 1986 yılında Adana’nın merkez ilçesinden ayrı bir ilçe haline gelmiştir.
Seyhan’daki Gezilecek Doğal Güzellikler
Seyhan’daki doğa harikaları şu şekildedir:
- Taş Köprü: Seyhan nehri üzerinde konumlanan Taş Köprü, ülke genelinde ön plana çıkan ve yüzyıllara meydan okuyan bir yapıdır. 4.yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırılan köprü, Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan önemli bir tarihi değerdir. Değişik dönemlerde onarımdan geçmiş olan köprünün son onarımı 1949 yılında yapılmıştır. 319 metre uzunluğundaki köprü dünyanın en eski köprülerinden biridir.
- Ulu Camii (Ramazanoğulları Camii): Seyhan ilçesi sınırlarında yer alan ve Sabancı Merkez Camisi’nden sonra Adana’nın en büyük cami olma özelliğini taşıyan cami Memlük ve Selçuklu mimari detaylarıyla bezenmiştir. Yapım tarihi 1541 yılına kadar uzanan cami, Ramazanoğlu Halil Bey’in oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. O dönemlerden günümüze ulaşmayı başaran yapı, orijinalliğinden sıyrılmamış nadir yapılardan biridir. Camiye giriş için herhangi bir ücret talep edilmemektedir.
- Adana Atatürk Evi Müzesi: Seyhan caddesi üzerinde yer alan müze, önceleri Ramazanoğulları ailesine mensuptu. Atatürk’ün tam dokuz kez Adana’ya gelmiş ve ikisinde bu konutta konaklamıştır. Bu sebeple müzeye çevrilen yapıya merkez üzerinden kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Müzenin alt katında çalışma masası ve kütüphane; üst katında sofa, yatak ve çalışma odası yer almaktadır. Müzeye giriş ücretsizdir.
Seyhan’daki Meşhur Yemekleri
Seyhan’daki yöresel yemekleri nelerdir? Sizler için sıraladık:
- Merkez Park: Ülkemizin en büyük parkı unvanını elinde tutan Merkez Park, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 2004 yılında yapılmıştır. Seyhan Nehri’nin her iki yakasında konumlanan park, önceden boş bir araziydi. 30 çeşit ağaç ve 67 bitki çeşidinin de dâhil olduğu 400 binden fazla bitkiyi bünyesinde barındıran parkın içerisinde; amfi tiyatro, bisiklet yollar ve dinlenme terasları yer almaktadır. Giriş ücretsizdir.
- Seyhan Nehri: Akdeniz’e dökülen en büyük akarsu olan Seyhan Nehri, doğanın tüm göz alıcı detaylarını sahneliyor. Uzunluğu 560 kilometreye uzanan nehrin, Zamantı suyu ve Göksü olmak üzere iki önemli kolu bulunmaktadır. Ülkemizin önemli ovalarından Çukurova’yı sulayan nehir üzerinden Seyhan barajı da yer almaktadır.
- Sevgi Adası: Seyhan Nehri üzerinde yer alan adaya kıyı üzerinden tekne vasıtalarıyla ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Küçük bir kara parçası olan yapı genellikle çiftler tarafından sıklıkla tercih edildiğinden dolayı bu adı almıştır; özellikle kış aylarında suların çekilmesiyle birlikte adaya yayan olarak da ulaşım sağlayabilirsiniz. Adanın hemen yanında yapılan ve genellik mesire alanı olarak tercih edilen yapay bir ada yer almaktadır. Adaya giriş ücretsizdir.
Seyhan’daki Meşhur Yemekleri
Seyhan’daki yöresel yemekleri nelerdir? Sizler için sıraladık:
- Kibbe: Adana usulü içli köfte olarak da adlandırabileceğimiz bu lezzetin püf noktası, pişirme metodu olarak haşlanmasında yatmaktadır.
- Yüksük Çorbası: Yöre halkı tarafından mantı çorbası olarak da isimlendirilen nohut ve çeşitli baharatlardan yapılan çorba, bölge genelinde genellikle başlangıç yemeği olarak tüketilmektedir.
- Şırdan Dolması: Küçükbaş hayvanlarının midesinin bir bölümü ile yapılan; öyle ki ünü ülke geneline yayılan şırdan dolması, bölgenin meşhur lezzetlerinden biridir. İyice temizlenen midenin et, pirinç ve baharatla doldurulmasıyla hazırlanan bu lezzet, sakatat ile arası iyi olmayanları bile iştahlandıracaktır.
Seyhan’daki Gidince Mutlaka Yapılacaklar
Seyhan’daki yapmadan dönmemeniz gerekenler şu şekildedir:
- Taş Köprü ve Adana Atatürk Evi Müzesi’ni görmeden, tarihi Taş Köprü’nün üzerinden geçmeden, Sevgi adasının doğal güzelliğinde kaybolmadan ve bölgenin yöresel yemeklerini tatmadan dönmeyin!
