Sinop Gezi Rehberi

Tunç Çağı ile başlayan ilk yerleşimin günümüze kanat çırptığı Sinop, MÖ. 7. yüzyılda bir Helen Kolonisi olarak yerleşik yaşamın temellerini atmıştır. Ülkemizin Karadeniz Bölgesi’nin orta kesiminde yer alan şehrin antik çağlardaki ismi Sinope’dir. İsmin kaynağının nereden geldiği yönünde onlarca rivayet vardır. Anadolu’nun kuzey yönündeki uç noktasında yer alan İnce Burun’un doğu istikametindeki Boztepe Burnu’nda bir kale şehri olarak kurulan kent, kıyı şeridinde yer aldığından dolayı bir liman kenti özelliği taşımaktadır. Şehir 1924 yılında Kastamonu’dan ayrılarak il olmuştur.

Sinop’ta Gezilecek Tarihi Yerler
Sinop’taki tarihi mekânlar şu şekildedir:
- Sinop Kalesi: Şehrin başlıca tarihi sembollerinden biri halini almış Sinop Kalesi’nin inşa tarihi, MÖ.13. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Milet’ten Sinop’a yerleşen göçmen kabilelerin kaleyi inşa ettiği düşünülmektedir. Bir savunma kalesi olarak inşa edilen kale; moloz, kesme ve tuğla taşlarla güçlendirilmiştir. 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dâhil olan kaleye ücretsiz olarak giriş yapabilirsiniz.
- Tarihi Sinop Cezaevi: “Anadolu’nun Alkatrazı” olarak da tanılan Tarihi Sinop Cezaevi, 1999 yılında kapatılarak müzeye çevrilmiştir. Üç yanı denizle çevrili olan Sinop Kalesi’nde konumlanan cezaevi, yapılan çalışmalar ışığında 4000 yıllık bir tarihe ev sahipliği yapmaktadır. Kalenin cezaevi olarak kullanılması ise 1568 yılında tekabül etmektedir; öyle ki Evliya Çelebi cezaevinden büyük ve korkunç bir kale olarak bahseder. Cezaevi: Sabahattin Ali, Refik Halit Karay, Kerim Korcan, Mustafa Suphi gibi önemli isimleri bir süreliğine ağırlamıştır. Birçok film ve diziye set kaynağı olan bu müzeye giriş 12 TL’dir.
- İnceburun Feneri: Ülkemizin en güzel deniz feneri örneklerinden birini oluşturan İnceburun Feneri, Anadolu’nun en kuzey noktasındaki kayalıklarda yer almaktadır. 1863 yılında inşa edilen fenerin uzunluğu 12 metreye kadar ulaşmaktadır. Şehir merkezine ortalama 19 kilometre uzaklıkta yer alan fener, sekizgen bir prizma görünümünde ve baştan aşağı beyaz renktedir. Giriş ücretsizdir.

Sinop’ta Gezilecek Doğal Güzellikler
Sinop’taki doğa harikaları şu şekildedir:
- İnaltı Mağarası: İnaltı Köyü sınırlarında, Ayvancık ilçesine 40 kilometrelik uzaklıkta yer alan bu tabii mühendislik eseri Turizm Bakanlığı tarafından 2001 yılında ziyarete açılmıştır. Mağaranın 50 metre derinliğine kadar araçla ulaşım mümkündür. Tipik mağara girişlerinin aksine ferah bir ağızla girişe olanak tanıyan mağara, ülkemizin en büyük 10 mağarasından biridir. Sarkıt ve travertenlerle çevrilmiş mağaranın sadece 300 metrelik kısmı ziyarete açılmıştır. Astım ve solunum hastalıklarına deva olduğu söylenen mağaranın giriş ücreti 5 TL’dir.
- Erfelek Tatlıca Şelaleleri: Sinop’un Erfelek ilçesi sınırlarındaki Tatlıca Köyü yakınlarında yer alan bu sıra şelaleler, Sinop il merkezime ortalama 45 kilometrelik bir uzaklıkta bulunmaktadır. Karasu Çayı üzerinde irili ufaklı 28 ayrı şelaleden oluşan bu göz alıcı doğal oluşum, 1997’de yılında Erfelek Barajı’nın yapımı sırasında keşfedilmiştir. Birbiri ardında sıralanmış bu şelalelere giriş ücreti kişi başı 5 TL’dir.
- Hamsilos Koyu: Ülkemizin en kuzey noktasını sınırlarından, Karadeniz yeşilinin tüm büyüleyicine çıplak gözle tanıklık edebileceğiniz Hamsilos Koyu, ülkemiz üzerindeki tek fiyort tipi kıyıya sahip koydur. 1998 yılında 1. Derece doğal sit alanı olarak ilan edilen koya giriş ücreti kişi başı 5 TL’dir.
Sinop’un Meşhur Yemekleri
Sinop’un yöresel yemekleri nelerdir?
- Sinop Mantısı: Kayseri Mantısıyla yarışacak bir tada sahip Sinop Mantısı; kıyma, tuz, soğan ve karabiber iç harcıyla hazırlanıyor.
- İçli Tava: Karadeniz Bölgesi’nin olmazsa olmaz lezzetlerinden hamsinin; kuru üzüm, maydanoz, soğan ve fıstık malzemeleriyle renklendirilmesiyle oluşan bu doyurucu lezzet Sinop mutfağının vazgeçilmezi.
- Nokul: Mayalı hamurla hazırlanan bir poğaça çeşidi olan bu tat, özel günlerin vazgeçilmezi.
Sinop’a Gidince Mutlaka Yapılacaklar
Sinop’tan yapmadan dönmemeniz gerekenler şu şekildedir:
- Tarihin hüznüne tanıklık eden Tarihi Sinop Cezaevi’ni görmeden, Erfelek Tatlıca Şelalesi’ne tırmanmadan, şehri kuşatan Sinop Kalesi’ni ziyaret etmeden, İnceburun Feneri’nde gün batımını selamlamadan, Sinop yaylarında rüzgârla kucaklaşmadan dönmeyin!