TÜRKİYEYİ KEŞFET
Yayladağı Gezi Rehberi

Ülkemizin en güneyinde yer alan ilçe Hatay’a bağlıdır. Ülkemizin Suriye’ye açılan kara kapılarından biri olan ilçe; Altınözü, Antakya ve Samandağ ilçeleriyle çevrilidir. Yapılan kazılar sonucunda ilçenin 9 ila 10.yüzyılda kurulduğu ön görülmektedir. Abbasiler döneminde İslam’la tanışan ilçenin önceki ismi Ordu’ydu. Ancak Karadeniz Bölgesinde yer alan Ordu ili ile bir karışıklık çıkmaması için Yayladağı olarak değiştirilmiştir. 1939 yılında Yayladağı ilçe statüsüne kavuşmuştur.
Yayladağı’nda Gezilecek Tarihi Yerler
Yayladağı’ndaki tarihi mekânlar şu şekildedir:
- Kasım Bey Camii: Yaklaşık 1000 yıllık varlığıyla Yaydağı’nda yer alan cami, 300 cemaat kapasitelidir. Selçuklu mimari detaylarına sahip caminin duvarında dört adet kitabe yer almaktadır. Giriş kapısında onarım ile ilgili kitabe bulunurken; bu kitabeye göre cami günümüze değin dört kez onarım aşamasından geçmiştir. Diğer kitabelerde caminin, 1131 yılında Kasım Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Son olarak 2010 yılında onarım göre caminin mimari özellikleri tipik Antakya camilerden farklılık taşımaktadır.
- Barlaham Manastırı: Yayladağ ilçesinde temellendirilmiş manastıra ulaşım karayolları ile değil, tırmanma vasıtasıyla gerçekleştirmektedir. MS.4.yüzyılda aziz Barlaham bölgeye gelerek bir kilise kurmuş ve bu bölgede yer alan Zeus heykelini yıkmıştır. Kilise ne yazık ki 526 yılında gerçekleşen bir deprem yıkılmış; 950-1050 yıllarında Gürcü papazlar tarafından yeniden inşa edilerek 1268 yılın kadar aktif olarak kullanılmıştır.
- Kasım Bey Köprüsü: Kasım Bey’in ilçeye armağan ettiği bir diğer yapı olan köprü 1040 yılında yaptırılmıştır. Köprü, Kureyşi deresi üzerinde yer alır. 47 metre yüksekliğe sahip köprü dört adet gözden oluşmaktadır. Kemer içleri moloz taştan yapılan köprü son olarak 2014 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarım işlemine tabi tutulmuştur.
Yayladağı’nda Gezilecek Doğal Güzellikler
Yayladağı’ndaki doğa harikaları şu şekildedir:
- Karamağara Koyu: Mavi ve yeşilin muazzam beraberliğinin gün yüzüne çıktığı mağara, Yayıkdamlar mahallesine ortalama 7 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Mağara ulaşım karayolları alternatifleriyle zorlu olduğundan dolayı genellikle tekne turlarıyla daha kolay sağlanmaktadır. Saklı bir koy olduğundan dolayı geçmiş zamanlarda korsanların saklanmak için kullandıkları söylenen koy, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri.
- Harbiye Şelaleleri: Hatay’ın sembolik değerlerinden birine bürüne Harbiye Şelaleleri, ihtişamlı görüntüsünün yanında doğa turizmi için şaheser bir görüntü sunmaktadır. 300 bin yıllık tarihiyle dünyaca ünlü bu şelaleler, ne yazık ki belediye tarafından içme suyu ve yol projeleri için kullanım doğrultusunda kuraklık tehlikesiyle karşı karşıyadır. Tüm bu olumsuzluklara karşı dimdik ayakta duran bu tabi oluşum güzelliği hala ilk günkü gibidir. Şelaleye giriş ücretsizdir.
- Yayladağı Barajı: Kureyşi çayı üzerinde yer alan baraj, içme ve sanayi suyu üretmek amacıyla 1983 ila 1988 yılları arasında inşa edilmiştir. Doğa yürüyüşleri için özellikle tercih edilen baraj gölü çevresiyle baraj, 647 hektarlık bir alanda yayılım göstermektedir. Tam anlamıyla büyüleyici Hatay manzarasını gözler önüne seren bu baraj gölüne mutlaka uğramanızı tavsiye ederiz.
Yayladağı’nın Meşhur Yemekleri
Yayladağı’nın yöresel yemekleri nelerdir? Sizler için sıraladık:
- Oruk: Hatay usulü içli köfte olarak da adlandırabileceğimiz bu yöresel tadı diğer içli köftelerden ayıran en önemli özelliği iç harcı olarak dövülmüş etten yapılmasıdır.
- Fellah Köftesi: Hatay mutfağının mihenk taşlarından biri olan Fellah Köftesi, ince bulgurla hazırlanmaktadır. Özel Hatay sosuyla renklendirilen bu etsiz yemek yöre halkı tarafından oldukça sevilmektedir.
- Kerebiç: Genellikle Ramazan aylarında tüketilen Kerebiç tatlısı, Lübnan tatlısı olarak da adlandırılmaktadır. Beyaz kaymağın fıstık ya da cevizle doldurulmasıyla yapılan tatlının ana malzemesi irmiktir.
Yayladağı’na Gidince Mutlaka Yapılacaklar
Yayladağı’ndan yapmadan dönmemeniz gerekenler şu şekildedir:
- Kasım Bey’in yaptırdığı Kasım Bey Camisi’ni ve Kasım Bey Köprüsü’nü ziyaret etmeden, Barlaham Manastırı’na uğramadan, Harbiye Şelaleleri’nde serinlemeden, bölgenin yöresel tatlarını yemeden dönmeyin!